DEPREMZEDE HEKİMLER VE YAKINLARI İÇİN
HUKUKİ BİLGİLENDİRME
Bu bilgilendirme yazısı Türkiye Tabipler Birliği (kısaca "TBB" olarak anılacaktır) Hukuk Bürosu tarafından 24.02.2023 tarihinde yayımlanan "Depremzedeler, Hekimler ve Yakınları için Hukuk Rehberi" esas alınarak hazırlanmış olup, 06.02.2023 tarihi itibariyle ülkemizde yaşanan depremlerde zarar gören hekimler ve onların yakınlarının temel hukuksal haklarına ilişkin gerekli bilgilendirmenin yapılabilmesi ve bu haklar kapsamındaki bilinirliğinin sağlanması amacıyla hazırlanmıştır.
Ancak önemle belirtmemizde yarar vardır ki, bu bilgilendirme yazımız depremzede hekimlerin ve sağlık meslek mensuplarının haklarına ilişkin genel bir bilgilendirmeyi içermekle birlikte, her olayın kendi özelinde farklı ve değişken unsurları barındırabileceği ve olası bir hak kaybı yaşanmaması adına danışmanlık almak için hukuk büromuza başvurabileceğinizi belirtmek isteriz.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca, depremde yıkılan kamu sağlık kuruluşunda çalışmaktayken yaralanan, sakatlanan, zarar gören hekimler, iyileşinceye kadar aylık ve özlük hakları korunarak izinli sayılır.
Bununla birlikte deprem sırasında görevi başında olmayıp da depremde yaralanan sakatlanan, zarar gören hekimlere aylık ve özlük hakları korunarak 12 aya kadar izin verilir. Bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için, iyileştiğine dair raporu ibraz etmesi zorunludur. İzin süresinin sonunda iyileşmediği resmî sağlık kurulu raporu ile tespit edilen hekimin izni, 12 aya kadar uzatılabilecektir. Bu sürenin sonunda da iyileşemeyen hekim hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.
Sağlık raporlarının hangi hallerde, hangi hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği ve süreleri, Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları İle Hastalık Ve Refakat İznine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te düzenlenmiştir.
Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları İle Hastalık Ve Refakat İznine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğine işbu bilgilendirme yazımız altında yer alan linkten erişebilirsiniz.
Hekimin bakmakla yükümlü olduğu veya refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır yaralanması halinde de aylık ve özlük hakları korunarak üç aya kadar izin verilir. Gerektiğinde bu süre bir katına kadar uzatılır.
Ancak bu iznin kullanılabilmesi için durumun sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şarttır.
Hekimin bakmakla yükümlü olduğu veya refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş ve çocukları ile kardeşlerinden birinin sağlık sorunu nedeniyle verilen refakat izninin bitiminden sonra istenirse onsekiz aya kadar aylıksız izin verilebilir. Bunun için durumun sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şarttır.
Herhangi bir mazeret göstermeden de beş hizmet yılını tamamlamış olan hekimlere, istekleri halinde bir yıla kadar aylıksız izin verilebilir. Bu izin süresinin memuriyeti boyunca verilebilecek toplam ücretsiz izin süresi olduğu ve iznin en fazla iki defada kullanılabileceği hatırda tutulmalıdır.
Yönetmelik hükümleri Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Hastane Afet Ve Acil Durum Planları (HAP) Uygulama Yönetmeliğinin 13. maddesi ile sorumluluğu tarif edilen yöneticilerin, mevzuatla belirlenen görevlerini yapmamaları halinde Yönetmeliğin 14. maddesinin uygulanması talebiyle haklarında suç duyurusunda bulunulması mümkündür.
Yönetmelik kapsamında yayımlanan Kılavuz’da sağlık çalışanlarına afet sonrası sunulması zorunlu hizmetler de bulunmaktadır.
Hastane Afet Ve Acil Durum Planları (HAP) Uygulama Yönetmeliği'ni ve bu yönetmelik kapsamında hazırlanan Hastane Afet Ve Acil Durum Planları (HAP) Hazırlama Kılavuzuna işbu bilgilendirme yazımız altında yer alan linkten erişebilirsiniz.
Buna göre ilgili hekimlerin aşağıda belirtilen hizmetlerin sunulması ve önlemlerin alınmasını talep edebilme hakları bulunmaktadır:
A-Sağlık Personeline Yönelik Psikososyal Destek
B- Personelin korunması ve desteklenmesine yönelik önlemler
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre;
* kamu sağlık kurum ve kuruluşunda görevini yaptığı sırada,
* idarelerince görevlendirildiği herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken,
* kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken veya
* idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi veya işten dönüşü sırasında çalışma gücünün en az %60’ını veya görevlerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Sağlık Kurulunca tespit edilenlere vazife malullüğü aylığı bağlanır.
İdare vazife malûllüğüne sebep olan olayı, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatına göre yetkili mercilere derhal, Sosyal Güvenlik Kurumu’na da en geç 15 (onbeş) iş günü içinde bildirmekle yükümlüdür. Kuruma bildirim, aynı süre içerisinde hekim veya hak sahiplerince yapılabilirse de bu halde dahi idarenin bildirim yükümlülüğü devam eder.
Belirtilen süreler içinde bildirim yapılmamış olması bu hakkı ortadan kaldırmaz. Daha sonra yapılacak bildirim ile de vazife malûllüğü aylığı bağlanır veya bağlanmış olan aylıklar düzeltilir.
Vazife malûllüğüne bağlı nedenlerden dolayı ölen hekimlerin hak sahiplerine aylık bağlanır. Ayrıca hak sahiplerine cenaze ve evlenme ödeneği de verilir.
Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 11/5 maddesine göre depremin meydana geldiği yerleşim yerlerinde görev yapanlar;
* en az sekiz haftalık gebe olduğu,
* kendisinin veya birinci dereceden bir yakınının engelli olduğu,
* kendisinin veya birinci dereceden bir yakınının vefat ettiği,
* çocuğunun beş yaşından küçük olduğu,
* çocuğunun ilköğretimde eğitim gördüğü hallerinden birini belgelendirmesi kaydıyla bu afetle ilgili bir defaya mahsus olmak üzere afetin olduğu tarihten itibaren talepte bulunduğu ile altı aya kadar geçici olarak görevlendirilebilir.
Bunun için deprem tarihinden itibaren altı ay içinde başvurulması gerekmektedir. Başvuru, Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bulunduğunuz yer ilçe veya il sağlık müdürlüğü aracılığıyla yapılabilir.
Yönetmelik hükümleri Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’ne göre deprem sebebiyle kendileri ve bakmakla yükümlü olduğu yakınları, maddî ve manevi zarara uğrayanlardan afet bölgesinde olup başka bölgelere gitmek isteyenlerin atanma talepleri,
* durumlarını belgelendirmeleri ve
* görev yaptığı yerin personel ihtiyacı hakkında gerekli tedbirlerin alınması hâlinde bu afetle ilgili bir defaya mahsus olmak üzere talepleri doğrultusunda atanabilirler. Ancak bu atamanın yapılabilmesi için atanmak istenilen yerin standardının uygun olması da gerekmektedir.
Bu şekilde naklen atama talebinin, depremin meydana geldiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılması şarttır. Başvuru, Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bulunduğunuz yer ilçe veya il sağlık müdürlüğü aracılığıyla yapılabilir.
Yönetmelik hükümleri Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğine işbu bilgilendirme yazımız altında yer alan linkten erişebilirsiniz.
7269 sayılı Umumı̇ Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 12. maddesinde yer alan:
“b) Afetler dolayısıyla memur olan ve olmayanlardan fevkalade yararlık gösterenlere verilebilecek ikramiyeler,
Depremde yıkılan kamu sağlık kuruluşunda çalışmaktayken hayatını kaybedenlerin yakınları ile görevi sırasında yaralananlar, hastane binasının gereklerine aykırı inşa edilmesi, zaman içinde gerekli önlemlerin alınmaması, denetimlerin yapılmaması ve Sağlık Bakanlığının afet ve acil durumlara ilişkin mevzuatında belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklı idarenin hizmet kusuru nedeniyle, bulundukları yerin görev alanında yer aldığı İdare Mahkemesinde tam yargı (tazminat) davası açabilirler.
Bu dava açılmadan önce, istenilen maddi ve manevi tazminat tutarı da bildirilmek suretiyle idareye başvurulması gerekmektedir. Başvurunun deprem tarihinden itibaren 1 yıl içinde yapılması, 30 gün beklenmesi, bu süre içinde yanıt verilmemesi halinde 30. günün bittiği tarihi takip eden tarihten başlamak üzere 60 gün içinde, olumsuz yanıt verilmesi halinde yanıt tarihinden itibaren 60 gün içinde bulundukları yerin görev alanında yer alan İdare Mahkemesinde tam yargı (tazminat) davasının açılması gerekmektedir.
Depremde yıkılan kamu sağlık kuruluşunda çalışmaktayken hayatını kaybedenlerin yakınları ile görevi sırasında yaralananlar, hastane binasının gereklerine aykırı inşa edilmesi, zaman içinde gerekli önlemlerin alınmaması, denetimlerin yapılmaması ve Sağlık Bakanlığının afet ve acil durumlara ilişkin mevzuatında belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklı hizmet kusuru nedeniyle, başhekim, il sağlık müdürlüğü yetkilileri, kamu hastaneleri genel müdürlüğü, sağlık yatırımları genel müdürlüğü yetkilileri ile binayı inşa eden müteahhit ve/veya firma yetkilileri ve denetim şirketi yetkililerinin yanı sıra ilgili belediyelerin yetkilileri hakkında olası kast ile ölüme/yaralamaya sebebiyet verme, bilinçli taksir ile ölüme/yaralamaya sebebiyet verme ve görevi kötüye kullanma isnadıyla suç duyurusunda bulunabilirler.
4857 sayılı Kanun’un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesine göre, deprem sonucu yaşamını yitiren hekimin yasal mirasçılarının, mirasçı olduklarını belgeleyerek, işverenden kıdem tazminatını isteme hakkı vardır.
Ancak kıdem tazminatına hak kazanılması için, hekimin en az bir (1) yıllık kıdeminin olması gerekir. Bir yıllık sürenin hesabına işe başlanan gün ile iş akdinin sona erdiği gün, yani deprem tarihi dahil edilir. Çalışma süresinin hesabında, aynı işyerinde birden fazla işveren bünyesindeki ya da aynı işveren bünyesinde birden fazla işyerlerindeki çalışmalar birleştirilir.
Deprem sonucu hekimin çalıştığı sağlık kuruluşunda, bir haftadan fazla süre ile işin durması halinde; hekimin iş akdini bildirimsiz olarak feshetmek ve kıdem tazminatını isteme hakkı vardır. Ancak önemle belirtmemizde fayda vardır ki, bu hususun somut olayın özelliklerine göre ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kıdem tazminatının ödenmemesi durumunda öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulup sonucuna göre gerektiğinde iş mahkemesinde dava açılabilecektir. Davanın beş yıl içinde açılması mümkündür.
Hekim veya vefatı halinde hak sahipleri tarafından,
* yıllık ücretli izin sürelerinden kullanılmamış sürelere ait ücretleri,
* çalışmasının karşılığı ödenmemiş ücretleri,
* fazla çalışma ücretlerini,
* hafta tatili, bayram ve genel tatillerdeki çalışmalarına ait ücretleri,
* varsa prim, ikramiye, ilave tediye ödemesi vb. parayla ölçülebilen hakları işverenden talep edilebilir.
Deprem sonucu hekimin çalıştığı sağlık kuruluşunda, bir haftadan fazla süre ile işin durması halinde, çalışılamayan bir haftalık sürenin her bir günü için yarım ücret de istenebilir.
Kanunun verdiği bütün bu hakların işveren tarafından ödenmemesi durumunda öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulup sonucuna göre gerektiğinde İş Mahkemesinde dava açılabilecektir.
Hekimin depremde yaralanması durumunda, sağlık (istirahat) raporunun işverene bildirimi gerekmektedir. Bu halde iş göremezlik süresi içinde geçici işgöremezlik ücreti SGK tarafından PTT kanalıyla hekime ödenecektir.
Belirtmek gerekir ki bu durumda, işverenin iş sözleşmesini tazminatsız feshetme hakkı bulunmamaktadır. İşveren ancak rapor süresinin ihbar süresini altı (6) hafta geçmesi durumunda işçinin iş sözleşmesini feshedebilir. İhbar süresi, hekimin çalışmış olduğu süreye göre 2 ila 8 hafta arasında değişmektedir. Akdin bu şekilde feshedilmesi durumunda işveren 1 yıllık çalışması olması kaydıyla hekime kıdem tazminatı ödemek zorundadır.
Sağlık kuruluşunda bulunduğu anda veya işin yürütümü esnasında depreme maruz kalan ve %10 ve üzeri meslekte kazama gücü kaybına uğrayan hekimin SGK’den sürekli işgörmezlik ödeneği alma hakkı bulunmaktadır.
Hekime;
* çalışma gücünün veya meslekte kazanma gücünün en az %60' ını, veya görevini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Sağlık Kurulunca tespit edilmesi,
* en az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün sigortalılık süresi olması (başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması)
* Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunması halinde SGK tarafından malullük aylığı bağlanır.
Sigortalı hekimin vefat etmesi halinde, her türlü borçlanma süreleri hariç en az beş (5) yıldan beri sigortalı bulunması ve toplam dokuz yüz (900) gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartlarının yerine gelmiş olması koşulu ile hekimin eşine, 25 yaşından küçük çalışmayan çocuklarına, ana ve babalarına ölüm aylığı bağlanabilmektedir.
İşsizlik sigortası kapsamında bir işyerinde çalışırken; çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenler; hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olmak kaydıyla son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak ve hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda www.iskur.gov.tr portalı üzerinden başvurarak iş almaya hazır olduğunu bildirmek koşulu ile işsizlik sigortası hizmetlerinden yararlandırılmaktadır.
Mücbir sebepler dışında 30 gün içerisinde başvurulmaması halinde, başvuruda gecikilen süre, toplam hak sahipliği süresinden düşülmekte ise depremin mücbir sebep olduğu açıktır.
Bununla birlikte, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Şubat ayına ait 5 Mart 2023’te yapılacak işsizlik ödeneği ödemelerinin ve 28 Şubat 2023’te yapılacak yarım çalışma ödeneği ödemelerinin depremden etkilenen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Şanlıurfa, Osmaniye illerinde 15 Şubat 2023 tarihinde ödeneceği açıklanmıştır.
Bu kapsamda alınan önlemler doğrultusunda, işsizlik ve yarım çalışma ödeneği Şubat ayı ödemeleri 15 Şubat 2023’te, Mart ayı ödemeleri 21 Mart 2023’te, Nisan ayı ödemeleri ise 19 Nisan 2023’te yapılacağı belirtilmiştir.
Deprem nedeniyle Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çalışma ve sosyal güvenlik alanında alınan tedbirler 22 Şubat 2023 tarihli 32112 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Bu kapsamda söz konusu kararname gereğince kısa çalışma ve nakdi ücret desteğine ilişkin OHAL süresince bölgesel kriz gerekçesiyle kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği sağlanacağı açıklanmıştır. Depremin yaşandığı 6 Şubat tarihi itibariyle iş akdi bulunan, deprem tarihi ve sonrasında depremin etkilerinden kaynaklı işyerinin kapanması sebebiyle iş sözleşmesi sona eren ve işsizlik ödeneğinden yararlanamayan çalışanlara nakdi ücret desteği sağlanacağı belirtilmiştir.
Ayrıca işverenin kısa çalışma başvurusunda bulunmasına rağmen gerekli prim şartlarını taşımaması nedeniyle kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan çalışanların da nakdi ücret desteğinden yararlanabileceği belirtilmiş olup söz konusu ödemeler için başvuruların e-Devlet aracılığıyla yapılabileceği açıklanmıştır.
Bununla birlikte deprem nedeniyle istihdamın korunmasına ilişkin tedbirler kapsamında OHAL süresince istisnai haller dışında işten çıkarmalar yasaklanmıştır. Tarafların hak kaybına uğramaması için toplu iş sözleşmesi süreci kapsamında; yetki tespitlerinin verilmesi, toplu iş sözleşmelerinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile grev ve lokavta ilişkin hak düşürücü süreler uzatılmıştır.
32112 sayılı ve 22 Şubat 2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Alanına İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ne işbu bilgilendirme yazımız altında yer alan linkten erişebilirsiniz.
Görevi nedeniyle deprem sırasında işyerinde olup da vefat eden hekimlerin hak sahipleri veya yaralanan hekimler, depremde zarar görmelerinde kusuru bulunan işverenden maddi ve manevi tazminat talep edebilirler. Bu hâllerde işverenden talep edilecek tazminatlar için zamanaşımı süresi asgari süre olarak 10 (on) yıldır.
Bundan başka 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 440. maddesi gereğince işveren, herhangi bir çalışma süresi ve şekli koşuluna bağlı olmaksızın depremde vefat eden hekimin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, bunlar yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere en az bir (1) aylık; hizmet ilişkisi beş (5) yıldan uzun bir süre devam etmişse iki (2) aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür.
Depremde yıkılan özel sağlık kuruluşunda çalışmaktayken hayatını kaybedenlerin yakınları ile görevi sırasında yaralananlar, hastane veya tıp merkezi binasının gereklerine aykırı inşa edilmesi, zaman içinde gerekli önlemlerin alınmaması, denetimlerin yapılmaması ve Sağlık Bakanlığının afet ve acil durumlara ilişkin mevzuatında belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklı hizmet kusuru nedeniyle, başhekim, il sağlık müdürlüğü yetkilileri ile binayı inşa eden şirket yetkilileri ve denetim şirketi yetkililerinin yanı sıra ilgili belediyelerin yetkilileri hakkında olası kast ile ölüme/yaralamaya sebebiyet verme, bilinçli taksir ile ölüme/yaralamaya sebebiyet verme ve görevi kötüye kullanma isnadıyla suç duyurusunda bulunabilirler.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca, görevi sırasında vefat eden hekimlerin gelir bağlanan kız çocuklarına, talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarında evlenme ödeneği verilir.
Kendisi için en az 360 (üç yüz altmış) gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş iken vefat eden sigortalının hak sahiplerine tarife ile belirlenen cenaze yardımı verilir. Cenaze yardımı, sırasıyla, sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, onlar da yoksa kardeşlerine ödenir.
7269 sayılı Umumı̇ Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 12. maddesinde 7269 sayılı Umumı̇ Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 12. Maddesinde yer alan afetler dolayısıyla fevkalade yararlık gösterenlere verilebilecek ikramiyelerden yararlanmak için valiliklere başvuru yapılması mümkündür.
III. MUAYENEHANESİ OLAN VEYA ŞİRKET KURARAK ÇALIŞAN HEKİMLER
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4.maddesinin (c) bendi kapsamında sigortalı (eski adıyla Bağ-Kur’lu) hekimlere;
* çalışma gücünün veya meslekte kazanma gücünün en az %60'ını veya mesleğini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Sağlık Kurulunca tespit edilmesi,
* en az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün sigortalılık süresi olması (başka birinin sürekli bakımına muhtaç̧ derecede malul olan sigortalılar için sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması)
* maluliyeti nedeniyle muayenehanesini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması halinde malullük aylığı bağlanır.
Ancak bunun için kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması gerekmektedir.
Muayenehanesinde bulunduğu anda veya işin yürütümü esnasında depreme maruz kalan ve %10 ve üzeri meslekte kazama gücü kaybına uğrayan hekimin SGK’den sürekli işgörmezlik ödeneği alma hakkı bulunmaktadır.
Ancak bunun için kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması gerekmektedir.
7269 sayılı Umumı̇ Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 29. maddesine göre, deprem dolayısıyla zarar gören mülkiyeti kendisine ait muayenehane sahiplerine, borçlandırma hükümleri dairesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca belirlenecek esaslara göre inşaat kredisi verilebilir.
Ancak o yerde kendisine veya eşine ait müstakil hasarsız başka bir işyeri bulunanlar, bu yardımdan faydalanamazlar.
Zorunlu deprem sigortası kapsamındaki binalar için bu sigortanın yaptırılmamış olmasının tespit edilmesi durumunda, bu Kanundan ve ilgili diğer mevzuattan doğan Devletin konut kredisi açma ve bina yaptırma yükümlülükleri ortadan kalkar.
Hasarlı bina veya işyeri sigortalı ise yapılacak yardımdan sigorta tutarı indirilmez.
7269 sayılı Umumı̇ Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun metnine işbu bilgilendirme yazımız altında yer alan linkten erişebilirsiniz.
Zarar gören hekim kiracıysa, kira sözleşmesine dayanarak kiraya veren kişiye karşı tazminat davası açabilir.
Eğer yapı yıkılmamış ve onarılabilir durumdaysa, kiraya verenden ücretsiz olarak ayıbın giderilmesini isteyebilir. Ancak kiraya verenin bir kusuru bulunmuyorsa tazminat ödemekten kurtulabilir ancak onarma yükümlülüğünden kurtulamaz.
Zarar gören hekim muayenehanenin sahibiyse, satış sözleşmesine dayanarak satın aldığı kişiye karşı ya da eser sözleşmesine dayanarak yükleniciye karşı tazminat davası açabilir.
Yapı yıkılmamış ve onarılabilir durumdaysa satıcıdan veya yükleniciden ücretsiz olarak ayıbın giderilmesini ya da ayıp oranında bedelin indirilmesini isteyebilir.
Yapı yıkılmış veya ağır hasarlı hale gelmişse hekimin sözleşmeden dönme hakkı da saklıdır. Satıcı doğrudan zararları gidermekten ve onarma yükümlülüğünden kusuru olmasa bile kurtulamaz. Ancak dolaylı zararları gidermekten kusuru olmadığını kanıtlayarak kurtulabilir.
Zarar gören hekim muayenehanenin sahibiyse, yapının ruhsat ve eklerine, fen, sanat ve sağlık kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu yapılması bu yasaya göre sorumluluk sebebi olduğundan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun gereğince yapı denetim kuruluşları, denetçi mimar ve mühendisler, proje müellifleri, laboratuvar görevlileri ve yapı yüklenicisine (müteahhidine) karşı tazminat davası açabilir.
Muayenehanenin bulunduğu binanın tamamının ticari ve sınai amaçlar için kullanılan binada (iş hanı / iş merkezi / idari hizmet/ eğitim merkezi vs.) olması hali dışında, zorunlu deprem sigortası (DASK) bulunan yapılar için Doğal Afet Sigortaları Kurumu, depremden dolayı meydana gelen maddi hasarlar için tazminat öder.
Mülkiyeti kendisine ait muayenehanesi olan hekimler bu kapsamda hasar bildirimini ve hak sahipliği başvurusunu e-devlet üzerinden de yapılabilmektedirler.
Muayenehanesinde tuttuğu protokol defteri, hasta kayıtlarının tutulduğu bilgisayar, mali kayıtlarının olduğu evrakın vb. zayi olduğunun tespiti talebiyle Asliye Mahkemelerine başvuru yapmaları ileriki dönemde yaşanabilecek olası sorunlar açısından önem arz etmektedir.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu çerçevesinde VERBİS yükümlüsü hekimlerin, Veri Sorumlusu sıfatıyla muayeneleri bünyesinde işledikleri hastalara/hasta yakınlarına ilişkin özel nitelikli kişisel verilerden olan sağlık verilerinin bilinmeyen 3. kişiler tarafınca işlenebilmesi/aktarılması durumunu Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na da bildirmeleri ayrıca önerilmektedir.
218 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 278. maddesine göre depremde kullanılan tıbbi cihaz ve diğer eşyanın yok olması ya da zarar görmesi halinde vergi mükelleflerinin, mükellefler sağ değil ise mirasçılarının, “emsal bedel” takdiri için yazılı olarak Vergi Dairesine başvurmaları zorunludur. Vergi Daireleri tarafından başvuruların iletilmesi üzerine takdir komisyonlarınca belirlenecek bedellere göre hekimlerce zarar kaydı yapılabilecektir.
Bina, otomobil, tıbbi cihaz, alet, edevat, mefruşat, bilgisayar, mobilya vs. gibi amortismana tabi iktisadi kıymetleri zarar gören vergi mükellefi hekimlerin, bunlar sağ değilse mirasçılarının; vergi dairesine yazılı olarak başvurmaları ve “fevkalade amortisman oranı” belirlenmesini istemeleri gerekmektedir. Bu başvurular üzerine de yine takdir komisyonlarınca belirlenecek hurda değerlerine göre vergi mükellefi hekimler işlem yapacaktır.
218 sayılı Vergi Usul Kanunu m. 115’e göre varlıklarının en az üçte birini kaybeden mükelleflerin gelir vergisi borçları ve cezaları zararla orantılı olarak silinir. Bunun için Maliye Bakanlığına başvuru gereklidir. Zarar derecesi ilgili gelir kaynağı mahalli idare heyetleri tarafından tespit edilir.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğine göre aile hekimine depremde yaralanması durumunda bir mali yılda en çok on günlük dönemler halinde toplam kırk güne kadar hastalık izni verilebilmektedir. Bir defada on günü aşan hastalık izni sağlık kurulu raporu ile alınabilmektedir.
Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğine işbu bilgilendirme yazımız altında yer alan linkten erişebilirsiniz.
Sağlık Bakanlığına tahsisli veya Sağlık Bakanlığının kullanımındaki taşınmazlardan müdürlükçe uygun görülenler, aile hekimliği birimi olarak kullanmak üzere aile hekimlerine kiralanabilir.
Tabi olduğu sosyal güvenlik statüsü uyarınca yukarıda sayılan olanak ve haklardan yararlanmaları mümkündür.
Konuyla ilgili detaylı kapsamda danışmanlık almak adına hukuk büromuza başvurabileceğinizi belirtmek isteriz.